MHP’li Öztürk TBMM Genel Kurulunda yapmış olduğu konuşmada şu ifadelere yer verdi;
Kişi hak ve hürriyetlerin yegâne güvencesi, demokratik hukuk devletidir. Bu vazgeçilmez düşüncemiz; toplumsal mutabakatın, milli bütünlüğün, sosyal refahın ve ekonomik büyümenin de teminatıdır. “Hukuk devleti” dediğimiz geniş kavram; hukukun üstünlüğü ilkesinden güç alır, yargının bağımsız ve tarafsız olma kaidesi doğrultusunda daha da anlamlı hale gelir. Pek çok alanda olduğu gibi, hukuk sistemi de çağın gerektirdiği şartlara uygun dizayn edilemezse, bu alanda da yıpranmanın ve birtakım aksaklıkların yaşanacağı muhakkaktır.
Hemen ifade etmeliyim ki Türkiye’miz; 100 yıllık cumhuriyet, binlerce yıllık devlet tecrübesiyle gerek sözlü gerekse yazılı hukuk kuralları ile toplumsal bütünlüğünü her daim sağlayabilmiş, bu anlamda hiçbir zaman kargaşa içine düşmemiştir. Bu anlayış ve kavrayış, yaşadığımız dönemin şartlarına uygun olarak günümüzde de devam etmektedir.
Kadim Türk tarihimizin ve kültürümüzün esasları, milli kimliğimizi ortaya koymaktadır. Bu husus, adalet telakkimizde de görülecektir. Türk milleti, yazılı hukuk kurallarına geçmeden önce, töre kavramı etrafında adaleti tesis etmiş ve uygulamıştır. Adaletle hükmetme, Türk töresinin vazgeçilmez unsurudur. Bu hususta, Yusuf Has Hacib’in meşhur eseri Kutadgu Bilig’de “Zulüm yanar ateştir, yaklaşanı yakar; kanun sudur, akarsa nimet yetişir” şeklindeki ifadesi adalet anlayışımızın tezahürüdür.
Yine aynı eserde yer alan “Bir memleketin bağı ve kilidi iki şeyden ibarettir; biri ihtiyatlılık, biri kanun; bunlar esastır” düşüncesi, Türk milletinin hukuka verdiği değeri göstermesi açısından oldukça önemlidir.
Adil olmayı bildiren dinî inancımız ve adaletle kodlanmış kültürel müktesebatımız milli kimliğimizi adalet ilkeleriyle yoğurmuştur. Ortak ideallerde buluşma özeni gösteren Türk milleti, öncelikle “adalet” kavramı etrafında bütünleşmiş, toplumsal ruhumuz adaletle huzur bulmuştur. Türk milletinin beslendiği kültür kaynaklarını kendisine şiar edinen ve siyaset anlayışını bu doğrultuda sürdüren Milliyetçi Hareket Partisi de aynı ufukla konuya yaklaşmaktadır.
Cihanşümul bir kavram olan adalet; Türk milletinin birliğini sağlamak adına, Milliyetçi Hareket Partisi’nin de her zaman gündeminde olmuş, partimiz; vicdanlara seslenen bir hassasiyetle politikalarını belirlemiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi; devletin temel direği olarak hukukun üstünlüğünü görmekte, milli bütünleşmenin ve refahın sağlanabilmesini bu üstünlükte aramaktadır.
Adaletle temellenmiş, kanunlarla şekillenmiş bir sistemin kalitesi bağımsız yargı ile mümkündür. Güçlünün değil haklının yanında olma erdemini adeta ilahi bir görev olarak benimsemesi gereken yargı kurumu, hukukun üstünlüğünün de kilit taşıdır. Anayasa’dan ve kanunlardan gayrı hiçbir güce tabi olmaması gereken yargı, bu bağlamda tarafsız bir duruş sergilemek mecburiyetindedir. Özellikle vurgulamak gerekir ki yargı kurumunun belirli bir gruba ya da zümreye teslim edilmemesi hayati önem arz etmektedir. Altını çizerek ifade etmeliyim ki tarafsız yargı Türkiye Cumhuriyeti’nin bel kemiği, gelecek vizyonumuzun göz bebeğidir.
Bu noktada; Adalet Bakanlığının hayata geçirdiği ve bu süreçte devam edecek yargıya yönelik reformlarını ülkemiz açısından son derece önemli buluyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Cumhur İttifakı’nın ruhundan ve şuurundan sapmadan hukuk sistemimizin tam anlamıyla tesisi için gerekli adımları atacağımızı, gerekli sorumlulukları yükleneceğimizi tekraren belirtmek istiyorum.
Belirtmek istediğim bir diğer husus da “Türk Devletleri Teşkilatı Yüksek Mahkemeler Birliği”nin kurulması yönünde atılan adımların memnuniyet verici olmasıdır. Türk devletleri arasında ekonomik, siyasi, tarihi ve kültürel gelişmelerin yanında hukuk alanındaki gelişmeleri de hızlandırmak Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu açısından oldukça önemli ve kıymetlidir. “Dilde, fikirde, işte birlik” anlayışının hız kazandığı bu dönemin emin adımlarla ilerlemesi en büyük dileğimizdir.
Malumunuz odur ki Yargıtay ve Danıştay üyelerinin yasal görev süreleri 12 yıl olarak sınırlandırılmıştır. Hal bu ki yüksek mahkeme üyelerinin deneyimi, kurumsal hafızayı ve görev tecrübesini de olumlu yönde etkilemektedir. Dolayısıyla bu yasal sürenin kaldırılması ya da uzatılması, deneyimin artması ve kurumsal kültürün devamlılığı açısından faydalı olacaktır.
Kanaatimizce Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev süresi uzatılmalı ya da bir başka formül olarak 65 yaş gibi bir düzenleme yoluna gidilmelidir.
Bir başka husus da kamu avukatlarının özlük hakları ile ilgilidir. Kamu avukatlarının ek gösterge sorunu ortadan kaldırılmalı, bu anlamda görev yapan avukatların mali beklentileri karşılanmalıdır.
Yine buna ek olarak;
Adli Yardım Ödeneği’nden Türkiye Barolar Birliği hesabına aktarılan paranın ne şekilde harcanacağı yönetmelikle belirlenmiştir. Adli Yardım Yönetmeliğinde bu paranın %10’u Türkiye Barolar Birliğinin adli yardım giderleri ve adli yardım dengeleme fonu için ayrılmıştır.
Yönetmelikle Türkiye Barolar Birliği’ne bırakılan miktar, kanuni gerekçesi olmayan ve baroların adli yardım hizmetlerinden dolayı borç altında bulunduğu genel gerekçesi ile Türkiye Barolar Birliği tarafından istediği Barolara aktarılmakta, bu durumda da Barolar arasında adil ve eşit bir dağılım gerçekleşmemektedir. Dolayısıyla bu kargaşaya son vermek için kanuni düzenleme yapılmalıdır.
Tabi yine; çok sayıda meslektaşımız CMK ve adli yardım hizmetlerinde görev almaktadır. Bakanlığımız tarafından bu ücretlerde artışlar yapılmış olsa da günümüz şartları dikkate alınarak daha iyi bir seviyeye getirilmesi önemlidir.
Bununla beraber; Bakanlık bünyesinde çalışanlarımızın başka birtakım talep ve beklentileri de bulunmaktadır:
Adalet Bakanlığı bünyesinde adalet hizmetleri tazminatından faydalanan tüm personelin tazminat oranlarının 30 puan artırılması,
Fazla çalışma ücretinden yararlanamayan icra personelinin de fazla çalışma ücretinden yararlanabilmesi,
Adalet Bakanlığı merkez teşkilatında görev yapan memurların da adalet hizmetleri tazminatından faydalanabilmesi,
Bakanlık taşra teşkilatında çalışan personel için, bulundukları illerde TOKİ ile anlaşma yapılarak personelin konut sahibi olmalarının sağlanması,
Anayasa Mahkemesine verilen yüksek yargı tazminatının Danıştay, Yargıtay ve Sayıştay personeline de verilmesi,
Mübaşir, Emanet Memuru, Veznedar gibi İdari Hizmetler Sınıfında olup 3. dereceye düşemeyen personele 3. derece kadro ihdas edilmesi,
İnfaz ve Koruma Memurlarının, aynı ortamda aynı işi yapan, güvenlik güçlerimizin sahip olduğu özlük haklarına kavuşturulması, bu çalışanlarımızın mesai ücretlerinin iyileştirilmesi ve ayrıca infaz ve koruma memurlarının emekliliğinde yeterli emekli maaşı alabilmesi,
Cezaevi sağlık memurları ve hemşirelerinin özlük haklarının iyileştirilmesi,
Adliyelerde İcra Müdürlüğü dahil pek çok kadroya vekaleten bakan ve kadrosu gereği vatandaş ile çok sık karşı karşıya kalan Yazı İşleri Müdürlerine ve İdari İşler Müdürlerine de İcra Müdürlerine verildiği gibi silah taşıma ruhsatı verilmesi,
Taşra ve Merkez teşkilatta görevli personelin işledikleri suçlar nedeniyle haklarında açılacak soruşturma ve kovuşturmaların diğer memurlarda olduğu gibi 4483 sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanun kapsamında ya da düzenlenecek yeni bir mevzuatla Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Hukuk İşleri Genel Müdürlüklerinden birinden izin almak koşuluyla bu yargılamaların yapılması,
İş güvenliğinin daha somut ve caydırıcı düzenlemelerle sağlanması.
Ceza ve İnfaz Kurumlarında her idarenin keyfi düzenlemelerinin önüne geçilerek, standart bir yönetim şeklinin sağlanması.
Adli yılın başladığı haftanın “Yargı Çalışanları Haftası” olarak kabul edilmesi,
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı iş yurtları mağazalarında satışa sunulan ürünlerin tüm personele indirimli olarak yararlanmasının sağlanması, gibi hususları da Bakanlığımızın dikkatlerine sunmak isterim.
Kurum çalışanlarının memnuniyetini, daha sağlıklı bir hukuk sisteminin temini için önemli görüyor, bu anlamda Bakanlığımızın gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum.
Burada sözlerime son verirken; bütçe görüşmelerinde emek sarf eden personel çalışanından bürokratına ve Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum. Adalet Bakanlığının ve 2024 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygıyla selâmlıyorum.