
Konuşmasına İstanbul Çekmeköy’de şehit düşen Özel Harekât Polisi Emre Albayrak’ı anarak başlayan Öztürk, Adalet Bakanlığı bütçesinin milletin hukuk devleti inancının bir teminatı niteliği taşıdığını vurguladı.
2025–2029 Yargı Reformu Stratejisi’nin, yargı hizmetlerinin ülkenin her bölgesinde aynı standartta, bağımsız, tarafsız ve vatandaş odaklı şekilde sunulmasını hedeflediğini belirten Öztürk, “Adalet mülkün temelidir sözü bizim için bir slogan değil, siyasetimizin rotasını belirleyen asli ilkedir” dedi.
Devletin hiçbir makamının hukukun üzerinde olamayacağını ifade eden Öztürk, adalet terazisinin şaşmasının toplumsal güveni zedeleyeceğine dikkat çekti. Yargı alanında devam eden reformlara değinen MHP’li vekil, ihtisas mahkemeleri, icra–iflas sisteminin güncellenmesi, alternatif çözüm yollarının yaygınlaştırılması ve adli yardım mekanizmalarının güçlendirilmesini olumlu adımlar olarak nitelendirdi.
Hâkim ve savcıların tüm süreçlerinde liyakat, mesleki ehliyet ve millî şuurun temel olması gerektiğini belirten Öztürk, kadınlar, çocuklar, engelliler ve yaşlılara yönelik ağır suçlarda caydırıcılığın artırılmasının da öncelikleri arasında olduğunu söyledi. Adalete erişimde dar gelirli vatandaşların desteklenmesi, aile avukatlığı ve hukuki himaye sigortasının yaygınlaşması gerektiğini kaydetti.
Dijitalleşmenin yargı süreçlerine etkisine de dikkat çeken Öztürk, kişisel verilerin korunması, yapay zekâ destekli sistemlerin doğru kullanımı ve siber suçlarla etkin mücadele konusunda güçlü bir hukuk altyapısının önemine değindi.
Konuşmasını, “Gücün değil hakkın esas alındığı bir Türkiye, Cumhuriyetimizin kurucu iradesine ve Türk milletinin tarihî yürüyüşüne yakışandır” sözleriyle tamamlayan Halil Öztürk, bütçe teklifinin hayırlı olmasını dileyerek Genel Kurul’u ve Türk milletini saygıyla selamladı.